Avrupa Futbolu'ndan Taşıma Su İle Dönmeye Çalışan Türk Futbolu

image

 

Türkiye'de Altyapı Yok Ya Da Yetersiz. Altyapı Parası Dış Transferlere Harcanıyor

Türkiye'de birçok futbol kulübünde genelde bir tek takım oluyor. O da kümede oynayan takım. Altyapı (çocuk, yıldız, genç, C. B) takımları bulunmuyor. Büyük takımlarda bile altyapı çok yetersiz ya da göstermelik. O yüzden Türkiye'de yıldız oyuncu sıkıntısı çekiliyor. Özellikle büyük takımlar da parayı bastırıp yurtdışından oyuncu getirme yoluna gidiyorlar. Kısa sürede iyi sonuç getirebilenancak orta ve uzun sürede ülke futboluna inme indiren bir yöntem.

Bunun sonucu olarak da, Türkiye gibi futbola milyarlarca lira harcayan bir ülke uluslararası düzeyde ortalamanın altı bir takımla oynamak durumunda kalıyor. Andorra'yı, Makedonya'yı yendiğimizde seviniyoruz. Hele bir de sıradışı birşey olur da,  futbola bize göre çok az para harcayan Romanya'yı yendik mi, Dünya kupasını almış gibi oluyoruz. 

Yerel Yeteneklerle Beslenmeyen Ulusal Takımın Durumu İçler Acısı

Türk Futbol Federasyonu, bu durumu ulusal karşılaşmalar için getirdiği  yabancı oyuncu sınırlaması ile engellemeye çalışıyor. Ancak durum o kadar kötü ki, uluslararası karşılaşmalarda örneğin Galatasaray - Real Madrid karşılaşmasında olduğu gibi ilk 11'e 8 yabancı oyuncu ile çıkmak durumları ortaya çıkıyor. Yerel yetenekler uluslararası deneyim kazanamıyorlar.

Doğal olarak Ulusal takımın yabancı oyuncu oynatma seçeneği olmadığı için de Türkiye yıllardır Avrupa ve Dünya kupalarına katılamıyor...

Avrupa'da Türk Yetenek Avcılığı

Türkiye'deki altyapı eksikliğinden, takımlar bir süredir Avrupa'daki Türk oyuncuların peşine düşmüş durumdalar. Bu "armut piş, ağzıma düş" yöntemi yakın zamana dek örgütlü olarak yapılmıyordu. Ancak son yıllarda Galatasaray, Fenerbahçe gibi takımların özellikle Almanya'da daha yaygın bir izleme/avlama ağı kurdukları bildiriliyor. Şimdi Beşiktaş ta bugünlerde bu kervana katılıyor.

Avrupa'da genç yetenek avcılığı Türk takımlarının ilgisini şu nedenlerden çekiyor:

- Yabancı transferlere milyonlar vermek yerine, ucuza yetenek transferi: Avrupa'dan yetişmiş oyuncu getirmek çok pahalı. Türk takımları ne kadar harcasalar, parasal yönden gelişmiş ülkelerin takımlarının parasal güçleri ile yarışamıyorlar. Ne kadar para o kadar köfte. Türk takımlarının getirdikleri oyuncular genelde 2. 3. sınıf oyuncular oluyor. Bazen en yüksek parayı da verseniz iyi oyuncular Türkiye'ye gelmek istemiyorlar. Çünkü Türk futbolu yeryüzünde tanınan bir futbol olmadığı için gözden ırak oluyorlar. Kariyerleri için kötü oluyor. Adam İngiltere'de, Almanya'da çok daha ucuza oynuyor ama TV, tanıtım gibi kaynaklardan daha çok geliri oluyor. Galatasaray'a gelen Sneijder'ın başına geldiği gibi kendi ülkesinin ulusal takımına seçilmeme riskini almak istemiyor. İleriyi düşünüyor, ileride bir TV kanalında sunuculuk,ya da bir takımda çalıştırıcılık olanaklarını gözönüne alıyor.

Durumunuz şöyle: Futbolculara çok para vermeyen Hollanda, Almanya gibi oyuncu altyapınız yok. Futbolcuların gelirlerinin çok olduğu İspanya, İtalya, İngiltere gibi ülkelerin takımlarındaki para ve çekicilik de sizde yok.

- Avrupa'nın gelişmiş futbol altyapısı: Avrupa'da futbol eğitimi 4-5 yaşlarında takım oyunuyla başlıyor. Bu yıllar refleks davranışların en kolay  geliştiği yıllar. Teknik bu yıllarda başlıyor. Yıldız bir Avrupalı Türk oyuncuyu takımınıza aldığınızda Avrupa futbol tekniği ile yoğrulmuş bir oyuncuya kavuşuyorsunuz.

- Avrupa'daki Türk azınlığı, Türk kültürüne alışkın kişiler olmaları dolayısı ile Türk takımları için doğal bir devşirme alanı yaratıyor.

- Avrupalı Türk oyuncular özellikle büyük Türk takımlarında oynamaya (hala) çok istekliler.

Ancak Avrupa da Uyandı. Önlemini Alıyor

Yeryüzünü ekonomik, siyasal olarak elinde tutan Avrupalılar, bu gibi kurnazlığı yutacak kadar enayi değiller. Son yıllarda özellikle Almanya'da Türkiye'ye yıldız oyuncu aktarımı Almanları rahatsız etti. Özellikle Türk Ulusal Takımı'nı seçen oyunculara karşı altyapılarını kapatmaya dek varan önlemler aldılar. Ayrıca Almanlar da yıldız Avrupalı Türk oyuncuları izlemeye aldılar, onların beyinlerine sürekli "Alman Ulusal Takımını seçmek kariyerin için daha iyi"yi işlediler. sonuç olarak da Mesut Özil'in (biraz da parayı çok seven babasını kullanarak) Alman Ulusal Takımını seçmesini sağladılaar. Mesut Özil ile suyu tutan duvarın kapıları açıldı, arkasından başka oyuncular izledi ve ileride de çok daha iyi oyuncular izleyecek...

Sonuç olarak,

Yabancı oyuncular hemen her zaman her ülke futbolu için zenginliktir. Yeni kan, yeni teknik getirirler, ülke futbolunun gelişmesine katkıda bulunurlar. Ancak aşırı olarak yabancı oyunculara bağımlı duruma gelirseniz, Türk futbolunun bugün düştüğü duruma düşersiniz. Çünkü atalarımız söylemiş: Taşıma su ile değirmen dönmez. El oğluyla gerdeğe girilmez.

Başkasının emeği ile bir noktaya dek ilerlersiniz. Emek yoksa, sonuç ta olmaz. Ya da bugün Türk futbolunun olduğu durum gibi bir sonuç ortaya çıkar.