Almanya'da Osmanlı Türklerinin Torunları Yaşıyor!

 

Almanlar Osmanlıları Yendikçe Ele Geçirdikleri Türk Tutsakları Hıristiyanlaştırmışlar. 

Marmara Üniversitesi'nin öğretim görevlisi Leyla Coşan'ın araştırmasının konusu ilginç: 16-18. Yüzyıllarda Almanya'da hıristiyanlaştırılan Türkler ve Vaftiz Törenleri.

16.-18. yüzyılları arasında Osmanlı Devleti’yle yapılan savaşlar sonucunda bazı Türkler tutsak düşmüşler Almanlara. Almanya'ya getirilen bu müslüman Türkler vaftiz törenleri ile hıristiyan yapılmışlar.

Viyana Yenilgisinden Sonra 

1683 Viyana Kuşatması

1683 yılında Viyana önlerindeki Osmanlı Türk yenilgisi, ardından Hristiyan ordularının Balkanlarda Türkleri yenmeleri bu süreci hızlandırmış. Türklerin gerilemeleri 1920'lerdeki Türk Kurtuluş Savaşı'na dek sürmüş ve ancak 1922'de Mustafa Kemal Atatürk'ün orduları bu gerilemeyi durdurabilmiş.

Bu yenilgiler ve gerilemeler sonucunda Türk kadın, erkek ve çocuklar savaş alanlarından Almanya’ya tutsak olarak getirilmiş. O zamanlar yalnız askerler değil, yakalanan herkes, çoluk, çocuk demeden tutsak alınırmış. Ganimet olarak getirilen bu Türklerin sayısı kesin olmamakla birlikte, Almanya’nın güney bölgesi ağırlıkta olmak üzere, yaklaşık olarak 600 Türk vaftiz edilmiş. Ancak her tutsak kilise kayıtlarına geçmediği için gerçek sayının bundan çok çok çok daha yüksek olduğu sanılıyor.

Bavyera, Saksonya, aşağı Almanya, Silezya, Vestfalya ve Hannover'a Yerleştirilmişler

Vaftiz edilen tutsaklar genelde Frankonya, Bavyera, Saksonya, aşağı Almanya, Silezya, Vestfalya ve Hannover bölgelerine yerleştirilmişler. 

Leyla Coşan'ın yazısında, Türklerin vaftiz edildiği törenlerin öteki vaftiz törenlerinden farkı, vaftiz edilen Türklerin bunu kabul etmelerinin nedenleri, erkek, kadın ve çocuk vaftiz oranları, vaftiz edilen Türklerin topluma uyumları gibi konulara değiniliyor.

Macaristan'da Tutsak Alınan 3 Türk Kardeş Çocuk

Araştırmalarda Vestfalya bölgesinde vaftiz edilen 3 kardeş Türk çocuklardan sözediliyor. 1690 yılında gerçekleştirilen vaftiz töreninde, Macaristan’da esir alınan üç kardeş Hristiyan eğitimi aldıktan sonra vaftiz edilmiş. Babalarının adlarının Mehmet olduğu belirtilen kardeşlerin biri 6 yaşında bir erkek, diğerleri 12 ve 14 yaşlarında iki kız çocuğudur.

Hannover'lı Mehmet von Königstreu

image

Hannover'dan Viyana savaşına giden ordu dönerken Türk tutsakları da getirir. Bunlar arasındaki Mehmet adındaki Türk çocuğu çalışkanlığı ve dürüstlüğü ile soylu sınıfına yükseltilerek Ludwig Maximilian Mehmet von Königstreu (Krala sadık Mehmet) adını alır. Mehmet sonrasında Alman eşi Maria Hedwig Wedekind ile evlenir ve iki erkek bir kız çocuğu olmak üzere üç çocuğu olur. 1727 yılında Ludwig Maximilian Mehmet von Königstreu ölür.  

Yusuf adlı Türk çocuğu ise Orta Frankonya’da Protestan papazı olur. Bir Türk kızı ise Chr. Moritz Grimm adlı bir papazla evlendirilir.

Mehmet von Königstreu'nun resmini yanda görebilirsiniz. 

"Aly" olan 3 Ali'ler

Getirilen Türkler arasında Ali adını taşıyan üç Türk de varmış: Georg Wilhelm Aly, Friedrich Aly, Bernhard Aly. Üçünün de Almanya’ya yerleşmiş olduğu
bilinmektedir. Georg Aly askeri sahada görev alır ve albay olarak emekli olur. Friedrich Aly, Prusya Kraliyet sarayında vale (mâbeynci) olarak çalışır. Charlottenburg Sarayı’nda resminin bulunduğu belirtiliyor. Vaftiz töreninde Weissenburg soyadını alan Bernhard Aly ise 1708 yılında Karthäuser tarikatına girer ve 1758 yılına kadar Hildesheim’de yaşar

Değişen Vaftiz (Hıristiyanlaştırma) Süreleri 

Müslüman tutsakların ele geçirilmesi ile vaftiz edilmeleri arasında genelde 1 ya da 3 yıl geçmiş. 0-6 yaş arasındaki çocukların çoğu ilk bir yıl içinde,geri
kalanlarının ise en geç altı yıl içinde vaftiz edilmiş.

Tutsakların yaşları arttıkça vaftiz edilmeleri de zorlaşmakta ve buna bağlı olarak daha geç yapılmaktaymış. Kadınlar erkeklere göre vaftizi daha kısa
sürelerde kabul etmişler.

Sonuç olarak ele geçirilen esirlerin üçte biri ilk 1 yıl içinde,  üçte biri 2. yılda ve neredeyse beşte dördü 3. yılda vaftiz edilmiş. Geriye kalanlar ise değişik sürelerde vaftizi kabul etmektedirler. O dönemde tutsakların "Hıristiyan ol" toplumsal baskısına iki ya da üç yıl dayanabilmeleri kolay değilmiş. Viyana’da vaftiz edilmiş çok sayıda kadın ve erkeğin ilk fırsatta kaçmaya çalışmışlar...

38 Yıl Vaftiz Baskısına Dayanan Osman ve 275 yıl sonra Ruhuna Okunan İlk Fatiha...

Osmanlı sipahisi Osman'ın bugün Almanya'nın Ansbach kenti yakınlarındaki Rügland köyündeki mezarı

Vaftiz baskısına 38 yıl direnen Carl Osman, mezar taşındaki bilgilerinden anlaşıldığı üzere, 1655 yılında İstanbul’da doğmuş ve 1688 yılında Belgrad önlerinde tutsak düşmüş.

Osmanlı sipahisi (atlı asker) olduğu sanılan Carl Osman'ın özgün adı kilise kayıtlarındaki bilgiye göre Ahmet'miş.

Carl Osman 1724 yılında Rügland’da (Frankonya) vaftiz edilmiş. Alım-satım ile uğraşan Carl Osman zengin olmuş. Rügland kilisesine iki tane şamdan armağan etmiş. Bu iki şamdan bugün de bu kilisede bulunuyor. Vasiyetinde cenaze törenine gelen herkese 5 Kreuzer ( Bugünkü elli cent) verilmesini isteyince. cenazesine aşırı bir kalabalık katılmış.  

Osman'ın mezarı bugün Almanya'nın Ansbach kenti yakınlarındaki Rügland köyündeki mezarlıkta bulunuyor.

Carl Osman 2010 yılında, ölümünün 275.yılında düzenlenen bir törenle mezarı başında anıldı. Rothenburg Türk Kültür Derneği onursal Başkanı Bora Köktener'in düzenlediği anma töreninde, Ansbach'ın kardeş kenti Mudanya'dan gelen kurul, Schwabach Türk Kültür Derneği, Kuzey Bavyera Türk Spor Kulüpleri, Kuzey Bavyera Türk Veliler Derneği yetkilileri ve birçok Türk ve Alman hazır bulundu. Saygı duurşunda bulunuldu, 275 yıl sonra ruhuna ilk fatiha okundu... 

Kilise Kayıtlarına Göre "Yürekten sevinerek vaftiz olan" 6 Yaşındaki Çocuk...

Vaftiz edildiği sırada henüz 6 yaşında olan Bery’nin, 1690 yılında Altdorf’da (Frankonya) gerçekleştirilen vaftiz töreninde, yürekten sevinerek, kilisenin bir parçası olmak istediği bilgisine yer verilmiş. Burada çarpıcı olan henüz 6 yaşındaki bir çocuğun bu sözleri sarfetmesi ve bunların da kayıtlara
geçilmesi...

Almanca'da Bugün Bile Kullanılan Türkçe Soyadlar

Tutsaklar vaftiz edildiklerinde adları Alman adlarına değiştiriliyormuş. Ancak ender de olsa bazı durumlarda Türkçe soyadları da Almanca’ya uyarlanarak kullanılmış. (Osmann, Ommer, Mustaffa, Ally, Schaban Alibassa gibi). Aynı biçimde Hussy, Morath yada Mörath isimleri aslında Türk kökenini gösteren soyadlarıymış. Söz konusu adlar Hüseyin ve Murad adlarının Almanca’ya uyarlamalarıymış. Soldan soyadı ise Sultan sözcüğünden türetilmiş...

Fatma'nın Öyküsü ve Kilisenin "Kara Günü"...

15 Ocak 1690 yılında Lucas Michaelowitz adlı bir Alman, Bavyera da bulunan “Unserer lieben Frau” adlı kilisede vaftiz ile Anna Antonia Josepha Fatma adını alan bir Türk kızıyla evlenir. Yüksek bir rütbeye sahip ve 1.400 askerin kumandanı olan Mehmet Azap adındaki babanın kızı olan Fatma henüz 14 yaşındayken Budin’de esir alınmış. 30 Mayıs 1687 yılında vaftiz edilir. Fatma’nın bu evlilikten üç çocuğu (Maximilian Emmanuel, doğumu 1690; Joseph Emmanuel, 1692 ve Franz de Paula Anton, 1694) olur. Çocukların ilki henüz iki aylıkken ölür. Eşinin ölümü üzerine dul kalan Fatma 1709 yılında gizlice genç bir delikanlı ile evlenir ve bir oğlunu da yanına alarak Türkiye’ye kaçar. Fatma kayıtlara göre tekrar Müslümanlığa döner; eşi ve oğlu ise sünnet olurlar. Bu olay Katolik kilisesi tarafından “kara gün” olarak adlandırılır...

Bu ilginç çalışmayı şu bağlantıdan okuyabilirsiniz:

http://turkoloji.cu.edu.tr/HALKBILIM/leyla_cosan_hristiyan.pdf

 

    • Haydar Kubaş
      Haydar Kubaş

      Vay canina. Almanya'ya getirilen Türklerin çoğu Alevi olabilir. Çünkü o dönemde Macaristan'ta çok sayıda Bektaşi vardı. Bektaşiler yerel halkı Müslümanlaştırmak için bir tür misyonerlik çalışmaları için oraya gitmişlerdi. Bugün bile Budapeşte'de "Gül baba" tekkesi (yalnızca yapısı) vardır. Yolunuz düşerse kesinlikle görün derim...

      • Utku
        Utku

        Osmanlı'da Alevilerin müslümanlığı Avrupa'da yaymak için çok çalıştıkları ve çok başarılı oldukları doğru. Aleviler gerçekten bu yönleri ile İslam'ı Avrupa'da yaymak açısından sunnilerden daha başarılı olmuşlardır denebilir. Bugün bile en önemli Bektaşi tekkeleri Balkanlarda bulunur.

        Ancak tutsakların çoğu için Alevi demek doğru değil bence. Tutsak alınan Türklerin bir kesimi Türkiye'den gitme askerler, bir kesimi sonradan Türkleştirilmiş ya da müslümanlaştırılmış yerel halk falan. O yüzden çoğu alevi demek doğru olmaz. 

        Saygılar.

         

        • Cem
          Cem

          ileride bizim icin de böyle yazacaklar! "Bir zamanlar almanya'da Türkler vardi" diyecekler.

          Almanya'da bazı Türkler kendi aralarnda bile Almanca konusuyorlar. Bunlarin sayisi artiyor. Alman devletinin büyük asimilasyon baskisi ve bizim sorumsuzlugumuz bilincsizligimiz var! Artik cocuklar Türkce'yi bilmeden büyüyorlar. Cocuklari ile Almanca konusmayi iyi sanan Türk ana babalar var.

          Türkce'yi unutunca kimligimizden önemli bir seyi yitirecegiz. Bugün "Turkluk önemli degil. Biz Alman müslümaniyiz" diyen aymazlar ileride anlayacaklar olayi ama cok gec olacak! 

          100 yil sonra Almanya'da "bir zamanlar Türkler gelmisti" diyecekler. "Benim atalarim Türkmüs" diyen ama kimligini yitirmis torunlar olacak...

          • Erdinç Özkanlar
            Erdinç Özkanlar

            Sonuçta hepimizin atası Adem ile Havva :-)

            • Eren Sarayköylü
              Eren Sarayköylü

              Bence almanlarin umurunda bile degildir.